İnsanlığın iklim ikilemi

 
İnsanlığın iklim ikilemi İnsanlığın iklim ikilemi

4 milyon), Çin (9 milyon 430 bin), Filipinler (700 bin), Etiyopya (579 bin) ve Güney Sudan (527 bin) oldu. Diğer bir deyişle bu insanlar iklim göçmeni olmak durumunda kalacak. Denizler ve karalar kıyı şeritleri ile birbirine bağlanır. Kıyı şeritlerinin, kontrol edilmesi ve yönetilmesi gereken değil doğal olarak dinamik, değişken ortamlar olarak kabul edilmesi gerektiğini savunan birçok bilim insanı da var. 7 milyonu afetler tarafından tetiklendi. Yüzen kentler ve sürdürülebilir kıyı koruma çözümleri. 50 bin kişinin yaşayabileceği ve dikey bahçelerin yer aldığı yüzen kent sakinlerinin doğayla daha uyumlu bir yaşam alanında yaşadıkları için daha sağlıklı olabilecekleri öngörülüyor. Bu oran 2010daki yüzde 61e göre büyük bir artış gösterdi. Kıyı bölgelerinin iklim değişikliğinden kaynaklanan hassas konumu üzerine konuşurken çevremde sıkça şu soruyu duyuyorum: “Peki kıyı bölgeleri su altında kalırsa orada yaşayan insanlara ne olacak?” İnsan özelinde cevap verecek olursam bu konu üzerinde olumlu etki yaratacak birçok proje geliştiriliyor. IDMC (Ülke İçinde Yerinden Olma İzleme Merkezi) 2022 GRID raporuna göre 2021’de kaydedilen toplam 38 milyon ülke içinde yerinden edilmenin 23. Sosyoekonomik senaryoya bağlı olarak bu sayıların yakın gelecekte 2. Bunların başında geçen yıl Venedik Mimarlık Bienali’nde de karşılaştığım yeni bir kent yapısı var: Yüzen kentler, yükselen deniz seviyelerine karşı kıyı bölgelerinin güvenliğini sağlayan ve bu bölgedeki insanlara yeni bir yaşam alanı öneren projeler olarak özetlenebilir. Kıyı şeritleri hem insanların hem de birçok türün yaşam alanı olmakla beraber küresel ekonomiye de katkı sağlayan bölgelerdir. 2 milyara yükselmesi bekleniyor. 9 milyar ve 1. İklim krizi nedeniyle değişen çevre koşulları sonucu ortaya çıkan göçlerin büyük bir kısmı ülkelerin kendi içlerinden gerçekleşiyor. Suların gitgide yükselmesiyle özellikle kıyı şeridindeki yaşam alanlarını etkileyecek bu soruna karşı iki farklı çözüm önerisi var. BM Mülteciler Yüksek Komiseri’ne (UNHRC) göre 2022de mülteci ve sığınmacıların yüzde 84ü, iklim açısından son derece hassas olan ülkelerden kaçtı. İklim göçmenliğini geleceğe ait bir kurgu gibi de düşünmemek gerek. 2022 yılında ise New York’taki BM Genel Merkezi’nde dünyanın ilk yüzen kentinin prototipi tanıtıldı. Şu anda küresel ölçekte kıyıya yakın bölgelerde 2. Güney Kore’nin Busan kentinde OCEANIX tarafından 2023 yılında inşaatına başlanacak yüzen kentin 2025 yılında tamamlanması öngörülüyor. Burada yaşayan insanlar yükselen deniz seviyeleri nedeniyle gerçekleşen su baskınları, aşırı hava olayları ve bölgesel biyoçeşitlilik kaybı gibi iklim değişikliğinden kaynaklanan olumsuz etkilere karşı daha kırılgan bir durumdalar. ",. Royal Society’de yayımlanan bir makaleye göre 2100 yılına kadar deniz seviyesinde oluşacak 2 metrelik bir artış 187 milyona kadar insanın zorla yerinden edilmesiyle sonuçlanabilir. Peki siz bir seçim yapacak olsanız neyi seçerdiniz? Hâlâ vakit varken ekosistem restorasyonlarına daha fazla önem verilmesini mi yoksa “Nasılsa batıyoruz” deyip yüzen kentleri mi?",Gelecekte, neredeyse 3 milyar insanı etkileyecek bir gerçek kapımızda: İklim göçmenliği. 15 milyar insan, alçak rakımlı kıyı bölgelerinde de 898 milyon insan yaşamakta. Bunun yanı sıra kıyı bölgeleri için deniz duvarından suların kıyıya ulaşmasına kısmen engel olabilecek panellere kadar birçok yeşil teknoloji de mevcut. Doğa temelli çözümlerin daha kalıcı ve bölgenin biyoçeşitliliği açısından da daha verimli olacağını belirtiyorlar. Ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin en yüksek olduğu ilk beş ülke Afganistan (1. Örneğin doğal plajlar veya kum tepeleri bu kesimler tarafından kıyı erozyonu karşısında hem etkili hem de birçok yeşil teknolojiye göre daha ucuz bir seçenek olarak sunuluyor.

İnsanlığın iklim ikilemi

Ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin en yüksek olduğu ilk beş ülke Afganistan (1. 50 bin kişinin yaşayabileceği ve dikey bahçelerin yer aldığı yüzen kent sakinlerinin doğayla daha uyumlu bir yaşam alanında yaşadıkları için daha sağlıklı olabilecekleri öngörülüyor. 2 milyara yükselmesi bekleniyor. Şu anda küresel ölçekte kıyıya yakın bölgelerde 2. Denizler ve karalar kıyı şeritleri ile birbirine bağlanır. Peki siz bir seçim yapacak olsanız neyi seçerdiniz? Hâlâ vakit varken ekosistem restorasyonlarına daha fazla önem verilmesini mi yoksa “Nasılsa batıyoruz” deyip yüzen kentleri mi?",Gelecekte, neredeyse 3 milyar insanı etkileyecek bir gerçek kapımızda: İklim göçmenliği. Suların gitgide yükselmesiyle özellikle kıyı şeridindeki yaşam alanlarını etkileyecek bu soruna karşı iki farklı çözüm önerisi var. Bunun yanı sıra kıyı bölgeleri için deniz duvarından suların kıyıya ulaşmasına kısmen engel olabilecek panellere kadar birçok yeşil teknoloji de mevcut. ",. Kıyı şeritleri hem insanların hem de birçok türün yaşam alanı olmakla beraber küresel ekonomiye de katkı sağlayan bölgelerdir. 4 milyon), Çin (9 milyon 430 bin), Filipinler (700 bin), Etiyopya (579 bin) ve Güney Sudan (527 bin) oldu. Burada yaşayan insanlar yükselen deniz seviyeleri nedeniyle gerçekleşen su baskınları, aşırı hava olayları ve bölgesel biyoçeşitlilik kaybı gibi iklim değişikliğinden kaynaklanan olumsuz etkilere karşı daha kırılgan bir durumdalar. Diğer bir deyişle bu insanlar iklim göçmeni olmak durumunda kalacak. BM Mülteciler Yüksek Komiseri’ne (UNHRC) göre 2022de mülteci ve sığınmacıların yüzde 84ü, iklim açısından son derece hassas olan ülkelerden kaçtı. Bunların başında geçen yıl Venedik Mimarlık Bienali’nde de karşılaştığım yeni bir kent yapısı var: Yüzen kentler, yükselen deniz seviyelerine karşı kıyı bölgelerinin güvenliğini sağlayan ve bu bölgedeki insanlara yeni bir yaşam alanı öneren projeler olarak özetlenebilir. 2022 yılında ise New York’taki BM Genel Merkezi’nde dünyanın ilk yüzen kentinin prototipi tanıtıldı. İklim göçmenliğini geleceğe ait bir kurgu gibi de düşünmemek gerek. Yüzen kentler ve sürdürülebilir kıyı koruma çözümleri. 7 milyonu afetler tarafından tetiklendi. Sosyoekonomik senaryoya bağlı olarak bu sayıların yakın gelecekte 2. Royal Society’de yayımlanan bir makaleye göre 2100 yılına kadar deniz seviyesinde oluşacak 2 metrelik bir artış 187 milyona kadar insanın zorla yerinden edilmesiyle sonuçlanabilir. 9 milyar ve 1. 15 milyar insan, alçak rakımlı kıyı bölgelerinde de 898 milyon insan yaşamakta. Kıyı bölgelerinin iklim değişikliğinden kaynaklanan hassas konumu üzerine konuşurken çevremde sıkça şu soruyu duyuyorum: “Peki kıyı bölgeleri su altında kalırsa orada yaşayan insanlara ne olacak?” İnsan özelinde cevap verecek olursam bu konu üzerinde olumlu etki yaratacak birçok proje geliştiriliyor. Doğa temelli çözümlerin daha kalıcı ve bölgenin biyoçeşitliliği açısından da daha verimli olacağını belirtiyorlar. Güney Kore’nin Busan kentinde OCEANIX tarafından 2023 yılında inşaatına başlanacak yüzen kentin 2025 yılında tamamlanması öngörülüyor. İklim krizi nedeniyle değişen çevre koşulları sonucu ortaya çıkan göçlerin büyük bir kısmı ülkelerin kendi içlerinden gerçekleşiyor. Örneğin doğal plajlar veya kum tepeleri bu kesimler tarafından kıyı erozyonu karşısında hem etkili hem de birçok yeşil teknolojiye göre daha ucuz bir seçenek olarak sunuluyor. Bu oran 2010daki yüzde 61e göre büyük bir artış gösterdi. IDMC (Ülke İçinde Yerinden Olma İzleme Merkezi) 2022 GRID raporuna göre 2021’de kaydedilen toplam 38 milyon ülke içinde yerinden edilmenin 23. Kıyı şeritlerinin, kontrol edilmesi ve yönetilmesi gereken değil doğal olarak dinamik, değişken ortamlar olarak kabul edilmesi gerektiğini savunan birçok bilim insanı da var.